Her şeyim hem varmış hem de yokmuş gibi. Uzaktan bakınca hayatıma. Püf deyince sönecekmiş gibi, tüm huzurlu anlarımın ışığı. Böylesi vesvese bulunmaz hiç kimsede. Arşınlayamadığım kaldırım taşları, soluyamadığım çiçek kokuları kedere boğuyor beni. Okuyamadığım tüm kitapların satırları, orada duruyor öylece. Sanki ömrüm yetecekmiş gibi bekliyorlar. Nasıl yazacakmışım şiirleri, öykülerimi hangi fanusa sığdırabilirmişim? Hiç bilmiyorum. Ama benimler, elimde sımsıkı tuttuklarım. İçime bastırıp göstermediklerim ve bütün endişelerim, benimler. Nazlı bir papatya gibi. Kana kana içilen, doyulmayan serin pınarlar, parmak uçlarımıza değen yağmurlar. Tozlu raflarımda buluyorum birden, ellerimden kayıp giden sözcüklerimi. Duvarlar arkadaşım, çünkü sessizler. Kitaplar arkadaşım, çünkü onların karşısında da ben sessizim. Niyetimi aldığımda, mürekkebin deftere değdiği anda takılı kalıyorum. Kainat içimde alabora oluyor. Sönük bir sigara gibi hissiz kalıyor bedenim. Gevezelik e