Kayıtlar

Eylül, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Ömür Yalnızlık

Resim
Yalnızlık kalıbına uydurulacak yeni şeyler söylememi isteselerdi, 'kendi kendine yetebilen insan' derdim en başta. Çünkü aslında kendi kendine bir çok yönden yeten insan yalnızdır. Bu gerçeğin farkında olmayanlar da fark edecektir. Tercihli olarak veya mecburi fark etmez, sonuç itibariyle yalnızsak ve en kötüsü de 'yalnız' hissediyorsak kendimizle iyi geçinmeyi öğrenmişizdir. Kendisiyle geçinemeyen yalnızlığı sevmez de katlanamaz da... Kendisiyle sorunları olan insanlar daha fazla ilgi duyulma, aranma, sorulma, birilerinin ona ihtiyaç duyması isteği gibi durumlarla boğuşabilir mesela. Bunlardan hiçbirine ihtiyacınız olmadığını düşünüyorsanız siz mükemmelsiniz demektir. Çünkü aciz insanoğlu bu sayılanlara bazen adeta muhtaçtır. Üzgünken aranmaya, sorulmaya, ilgiye kim ihtiyaç duymaz ki? Ya da başımızdan kötü bir şey geçtiyse. Kötü anları bir tarafa bırakacak olursak sevinçli anlarımızda da illa birileriyle paylaşmak, anlatmak, o anı çoğaltmak yaymak i

Saat 03.59

Resim
Kendi kendime söylenirken bazı anların da tarifi olmadıgı hissine kapılıyorum. Yazmak istemek fakat ne yazacagını dahi bilememek. Sadece kaleme sarılma istegiyle dolup taştınız mı hiç ? Ya da birine anlatma ihtiyacı gibi çıkagelen o zamansız dürtüye. Saat şu an sabahın 03.59'u ve uyumamak için uykumun gelmemesi dışında bir bahane yok. Kafamda dönüp duran yüzlerce şeyden bahsedip okuyanı sıkmaya da hakkım yok. Bazı yazıları kendim için bazılarını da sizlere yazar gibiyim işte kabul ediyorum. Aklımda hikayeleştirmek istediğim senaryolar, satırlara dökmek istediğim yazılar var. Bir konu zihnime düşüveriyor ve 'yazmalıyım bunu' dedirtiyor. Fakat o an yazmazsan geçerlilik süresini doldurup bitiyor işte. Kısacası ilham gelince o anı zayi etmemek lazım. Yazmaya vakit yoksa ya da ortam yoksa o konu da kapanır gider bunu kafaya koymalı insan.